T.C.
YARGITAY
- Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2981
Karar No: 2021/2546
Karar Tarihi: 17.03.2021
YARGITAY KARARI
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ: BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.03.2017 tarih ve
2014/293 E. – 2017/260 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf
isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 11/04/2019
tarih ve 2018/810 E. – 2019/537 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından
istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik
Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar,
duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tapuda davalılar adına kayıtlı olan taşınmaz üzerine davacı yararına tesis edilen intifa
hakkının Rekabet Kurulu kararı uyarınca süresinden önce terkin edildiğini ileri sürerek kullanılmayan
döneme yönelik intifa ivaz bedelinin denkleştirici adalet prensibi uyarınca güncellenmiş değerinin ve
terkin için ödenen harç ve masrafların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalıların dava konusu taşınmazı 28.09.2012 tarihinde tüm kısıtlamaları ile birlikte
dava dışı 3. kişiye satıp tapuda tescil ettirdiğini, intifanın 18.08.2014 tarihinde terkin edildiğini, bu
tarihte davalılar malik olmadığından harç ve masrafların davalılardan talep edilmeyeceğini, intifa ivaz
bedelinin dava konusu taşınmaz üzerine yapılacak yatırımlar için ödendiği için iadesi gereken bir bedel
olmadığı gibi davacının intifa hakkını bila bedel tapudaki malik lehine terkin ettiğini, zenginleşenin de
tapudaki yeni malik olduğunu bu nedenlerle davalılardan herhangi bir talepte bulunulamayacağını
savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,
intifanın geçersiz kalan süresi yönünden davacının sözleşmenin tarafı olan davalılardan bakiye intifa
ivaz bedelini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile teminat mektup bedellerinin
mahsubundan sonra karşılıksız kalan intifa bedellerinden kaynaklı olarak davalı Buhari Otomotiv
A.Ş.den 295.299,48 TL’nin, diğer davalı Koza Petrol Ltd. Şti.den 277.654,74 TL’nin tahsil edilerek
davacıya verilmesine, Harçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre intifa terkin harcının kuru mülkiyet
sahibi tarafından ödenmesi gerektiğinden davalılardan talep edilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle
harç ve masraflara yönelik isteğin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri istinafa başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, davalıların dava konusu taşınmazı
28.09.2012 tarihinde dava dışı 3. kişiye satıp tescil ettirdikleri, intifanın terkinine yönelik 18.08.2014
tarihli tescil istem belgesinde, “…Yukarıdaki özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğum
intifa hakkının tamamından bedelsiz olarak, çıplak mülkiyeti malikleri lehine terkinini talep ederim”
şeklinde davacı beyanı yer aldığı, davacı, bu beyanı ile intifaya yönelik haklarını saklı tutmamış
olduğu, dava dışı çıplak mülkiyet sahibi Total Oil lehine intifa hakkını terkin ettiği, bu beyanı uyarınca
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 /2
davacı, bedelsiz intifa terkininden sonra, kalan süre yönünden herhangi bir talepte bulunamayacağı bu
nedenle, davacının, intifa süresinden bakiye döneme isabet eden kısım için intifa bedelinin iadesine
ilişkin alacak talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, bu kaleme ilişkin alacak talebinin kabul
edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabul
edildiği, davalıların terkin tarihinde tapu maliki olmadıklarına göre tapu harç ve masraflarından
sorumlu tutulmayacaklarından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteğinin yerinde olmadığı, harç
ve masraf talebine yönelik isteğin tapuda malik olmayan davalılara yöneltilemeyeceğine göre bu
yönden davalılara karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğinden davalılar
yararına AAÜT’ye göre maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine karar
verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteğinin yerinde
olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, bakiye intifa bedeline ilişkin alacak
talebinin reddine, intifanın terkin edilmesi için ödenen harç ve masraflara yönelik alacak talebine dair
isteğin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları
gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına
göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince
esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye
Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye
Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372.
maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir
örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam
harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17.03.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar
verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 2 /2